2014 Faaliyet Raporu
Genel Kurul’a Sunulan Özet Yönetim Kurulu Raporu

Sayın Ortaklarımız,

Bankamızın 24. Olağan Genel Kurul Toplantısı’na hoş geldiniz. Bankamızın 2014 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı onurlandıran siz değerli hissedarlarımıza Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyoruz.

2014 yılı hesap dönemine ilişkin Yönetim Kurulu ve Denetçiler Raporları ile Mali Tablolarını inceleme ve onaylarınıza sunmadan ve Bankamızın 2014 yılı faaliyetlerinin değerlendirmesine geçmeden önce, sizlerle Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri paylaşmak istiyoruz.

2014’te Genel Ekonomik Görünüm ve 2015 Yılı Tahminlerimiz

Küresel ekonomi 2014 yılına ABD Merkez Bankası’nın (Fed) varlık alımlarını sonlandırmaya başlaması ve bunun gelişmekte olan ekonomilerde oluşturabileceği olumsuz etkilere dair kaygılarla başlamıştı. ABD tahvil getirileri yükselirken Amerikan Doları güç kazanmaya başladı. Diğer gelişmiş ekonomiler kriz sonrası sürecin zorluklarıyla baş etmeye çalışırken büyümeleri ivme kaybediyordu. Başta Çin olmak üzere gelişmekte olan ekonomiler ise yapısal nedenlerine bağlı olarak yavaş bir büyüme dönemine girdiler.

2014’te küresel büyüme görünümündeki kırılganlığın sürmesi ve finansal piyasalardaki dalgalanma nedeniyle Fed varlık alımlarını yavaş bir şekilde azaltırken Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japon Merkez Bankası (BoJ) ek tedbirler alarak genişlemeci para politikası uygulamalarını sürdürdüler. Bu sayede ikinci çeyrekte küresel piyasalarda risk iştahı bir miktar iyileşti. Yılın ikinci yarısında ise alınan tedbirlere rağmen küresel büyümedeki ivme kaybının devam ettiği görülürken dünya genelinde başta enerji olmak üzere, tüm emtia fiyatlarında düşüşler yaşandı. Bu düşüşler enerji ihracatçısı ülkelere yönelik algılamanın bozulmasına ve finansal varlıklarının baskı altında kalmasına neden oldu. Diğer taraftan enerji ithalatçısı ekonomilerin düşük enerji maliyetlerinden olumlu etkilenebileceği beklentileri ile finansal varlıkları pozitif ayrıştı. Ancak enerji fiyatlarının geldiği seviyeler ve devam eden jeopolitik riskler yayılma riskini artırırken finansal piyasalarda tedirginliğin artmasına neden olabilmektedir.

Gelişmiş ekonomilerde destekleyici para politikaları devam ederken enerji fiyatlarındaki düşüşler sayesinde hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin 2015’te hızlanabileceği tahmin edilmektedir. Yıl içerisinde Fed’in faiz artırımlarına makul bir hızda başlaması ile belirsizliklerin azalması beklenirken gelişmekte olan ekonomilere sermaye akımlarında ciddi bir kesinti öngörülmemektedir. Gelişmiş ekonomilerde büyümeyi hızlandırıcı adımların etkisiz kalması ve enerji ihracatçısı ekonomilerde görülebilecek sorunların diğer gelişmekte olan ekonomilere yayılması 2015 öngörüleri üzerindeki aşağı yöndeki risk unsurları olarak görülmektedir.

2014’te Türkiye Ekonomisi

2014 başında risk algılaması belirgin olarak bozulurken TL’deki değer kayıplarını ve enflasyondaki yükselişi sınırlamak için TCMB yılbaşında faizleri keskin bir şekilde yükselterek para politikasını sıkılaştırdı. Mayıs-Ağustos döneminde de TCMB, küresel likidite koşullarındaki iyileşme ile politika faizlerinde sınırlı indirime gitti. Yılın kalan döneminde ise yüksek seyreden gıda fiyatları ve TL’deki değer kayıplarının gecikmeli etkileri ile enflasyonda iyileşme gecikirken faizler sabit tutularak temkinli duruş korundu.

TCMB’nin uyguladığı etkili para politikası nedeniyle, piyasada fonlama maliyetleri ve TL aktiflerin getirileri yılın ilk bölümündeki yükselişin ardından, yıl ortasında gerilemeye başladı. Yılın ikinci yarısında ise enerji fiyatlarındaki sert düşüş sayesinde enflasyon ve cari açık görünümüne ilişkin olumlu bir döneme girilirken yurtiçi piyasalar yurtdışındaki dalgalanmalardan daha az etkilenmeye başladı. Gerek TCMB’nin temkinli duruşunu koruması gerekse küresel ekonomide Türkiye lehine olan gelişmelerle 2014’ün son günleri, sene başındaki kayıpların önemli ölçüde telafi edildiği bir dönem olarak sona erdi.

Yurtiçi ve yurtdışı finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisi altında 2014 yılı ekonomik aktivitenin yeniden dengelendiği bir yıl oldu. 2014 ilk çeyreğinde büyüme hem iç hem de dış talep sayesinde güçlü gelse de TCMB’nin sene başındaki sıkılaştırması ve zorlu finansal koşullar nedeniyle ikinci çeyrek itibarıyla yurtiçi ekonomik aktivitede belirgin bir yavaşlama yaşandı. Söz konusu dönemde dış talepten pozitif katkı gelmeye devam ederken ekonomi yılın ilk dokuz aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre %2,8 büyüyebildi. Yıl ortasında çift hanelere yakın seyreden enflasyon, zayıf iç talebe rağmen sınırlı iyileşme göstererek yılsonunu %8,2’de tamamladı. Cari işlemler açığı ise zayıf iç talep ve nispeten güçlü dış talep ile Kasım 2014 itibarıyla 2013 sonundaki 65 milyar ABD Doları’ndan 47 milyar ABD Doları’na indi.

Yapısal reformların hayata geçmesi ve dengeli finansal koşullar ile 2015 yılında %4 seviyesindeki OVP’deki tahminlere yakın bir büyüme performansının sağlanabileceği tahmin ediliyor. Enflasyonda ise gerek yüksek baz etkisi gerekse enerji fiyatlarındaki düşüşle 2015’in ilk yarısında enflasyonda gerilemenin sürmesi bekleniyor. Cari işlemler açığının ise düşük enerji fiyatları sayesinde 2015 yılında da milli gelire oran olarak %5’in altında kalabileceği bekleniyor.

2014’te Türk Bankacılık Sektörü ve Türkiye Finans

2014 yılında sektörde aktif büyüklüğü geçen yıla göre %15 artışla 1.994 milyar TL’ye yükselirken mevduatlar %11 artışla 1.057 milyar TL’ye, krediler %18 artarak 1.272 milyar TL’ye, özkaynaklar da yıllık bazda %20 büyüme ile 232 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu dönemde katılım bankacılığı sektöründe krediler yıllık bazda %4 artışla 71 milyar TL’ye, mevduatlar %6 artışla 65 milyar TL’ye, özkaynaklar %9 artışla 10 milyar TL’ye ve toplam aktifler de %8 büyüme ile 104 milyar TL’ye ulaşmıştır. Geçmiş yılların aksine katılım bankacılığı, 2014’te görece daha yavaş büyüse de yılsonu itibarıyla sektördeki aktif payını %5,2 seviyesinde tutabilmiştir. Katılım bankacılığının kredilerdeki payı 2013 sonundaki %6,3’dan %5,6’ya gerilerken mevduatlardan aldığı payı bu dönemde %6,5’ten %6,2’ye, özkaynak payı da %4,6’dan %4,2’ye indi.

Bankacılık sektöründe kredilerin mevduata dönüşüm oranı yıl ortasında bir miktar ivme kaybetse de yılın ikinci yarısında yeniden yükselmeye başlamıştır. Ancak buna rağmen 2014 yılsonu itibarıyla %120’ye ulaşmıştır. Bu dönemde gerek yurtiçi gerekse yurtdışı piyasalardan yapılan menkul kıymetler ihraçları geçen yılın aynı dönemine göre %47 artışla 89,3 milyar TL’ye ulaşmıştır.

Finansal piyasalardaki gelişmeler, TCMB’nin sene başındaki faiz artırımı ile 2013 ikinci yarısında ve 2014 başında BDDK’nın yaptığı düzenlemeler sektörde hem büyüme hem de karlılık açısından sınırlayıcı olmuştur. Yılın ikinci yarısındaki toparlanmaya rağmen sene başında maliyetlerdeki hızlı artışla sektörde toplam kar, yıllık bazda değişim göstermeyerek 24,7 milyar TL’ye ulaşırken katılım bankacılığında ise kayda değer azalışla 89 milyon TL seviyesine gerilemiştir.

2014’te Hazine’nin yerli ve yabancı para cinsinden sukuk (kira sertifikası) ihraçları devam ederken Bankamız da dahil olmak üzere diğer katılım bankaları da sukuk ihraçları gerçekleştirmişlerdir. Finansal piyasalardaki satış baskısına rağmen gerek Hazine’nin gerekse katılım bankalarının ihraçlarına talebin güçlü seyrettiği görülmüştür.

2015’te ise gerek sektöre yönelik alınan tedbirlerden dolayı, gerekse yurtdışı ve yurtiçi gelişmelerden dolayı sektörde büyüme oranlarının sınırlı kalması beklenmektedir. Fonlama maliyetlerinde önümüzdeki dönemde genel olarak düşük seviyelerin görülebileceği beklenirken karlılıkta 2015 yılının daha iyi olması öngörülebilir.

Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve çalışanlarımızın da olumlu katkısıyla 2014 yılsonunda;

Aktif büyüklüğümüz yıllık bazda %33 artışla 33,5 milyar TL’ye, topladığımız fonlar %26 artışla 19,1 milyar TL’ye yükselmiştir. Kullandırdığımız fonlar yıllık bazda %33 artışla 24,3 milyar TL’ye, gayri nakdi fonlar da %20 artışla 10,6 milyar TL seviyesine ulaşmıştır.

2014 yılında vergi öncesi 425 milyon TL kâr elde edilmiştir. Vergi karşılığı düşüldükten sonra net kârımız 334 milyon TL’den, yasal yedek akçeler ayrıldıktan sonra kalan kısım dağıtılmayarak olağanüstü yedek akçe olarak ayrılacaktır. 2014’te net kâr payı geliri %26 artarak 1,1 milyar TL’ye ulaşmıştır.

29 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü Genel Kurul toplantımızda sermaye artırım kararı alınmış, 1.775 milyon TL tutarındaki sermayemiz 2.600 milyon TL’ye çıkarılmıştır. Artırılan sermayenin 600 milyon TL’si bedelsiz olarak Genel Kurul kararınca ayrılan yedek akçeden, 225 milyon TL’si ise ortaklar tarafından nakden karşılanmıştır. Bankamızın sermayesi artış sonrası 2.600 milyon TL’ye yükseltilmiştir.

Bankamız Sermaye Yeterliliği Rasyosu 2014 yılsonu itibarıyla %12,47 olarak gerçekleşmiştir.

Sayın Hissedarlarımız,

2014 yılı çalışmalarımızı gösteren Faaliyet Raporumuzu, Bilanço ile Kâr ve Zarar Hesaplarımızı inceleme ve onaylarınıza sunmuş bulunuyoruz.

Tüm bu başarılarımızı sağlamamızda katkıları bulunan hissedarlarımıza, çalışanlarımıza ve müşterilerimize, Yönetim Kurulu adına Bankamıza duydukları güvenden ötürü teşekkür ederiz. Genel Kurulumuzu onurlandıran siz değerli ortaklarımızı saygıyla selamlarız.

Saygılarımızla,

TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI A.Ş.
YÖNETİM KURULU